Geride kalan sezon futbol dünyasının en tartışmalı kurumlarının başında PFDK geliyordu. Talay Şenol başkanlığında inanılmaz çelişkili kararlara imza atan PFDK, bir anlamda herkese yaranmaya çalıştı. Bir standardı yoktu Şenol yönetimindeki PFDK'nın. Küfür, pankart ya da tribün olayları nerede olduğuna göre değerlendirildi genellikle. Herkese yaranacaklarını sanıyorlardı ama kimseye yaranamadılar. Her kulüp kendi lehine olan hatalı kararlarda sessizliğe bürünürken rakibi lehine olanlarda isyan bayrağını açtı.

Sezon bittiğinde doğal olarak Ulusoy Federasyonu'na en büyük baskı kurullarının değişmesi yönünde yapıldı ve bunun sonucunda Talay Şenol PFDK'sı tarih oldu. Bu yapılması gerekendi, Türk futbolunun huzuru bulması açısından atılması gereken önemli bir adımdı fakat yetmez. Yeni PFDK kesinlikle gerçek anlamda hakkaniyete önem veren kişilerden oluşturulmalıdır. Açılan yaralar ancak bundan sonra verilecek tutarlı kararlarla ortadan kalkabilir.

Yeni isimler şart
Yıpranmamış, kulüplerin etkisinde kalmayacak, futbolun gerçeklerini hukuk kurallarıyla örtüştürecek insanlar gelmeli o göreve. Türkiye'de futbol hukukunu bilenlerin sayısı çok fazla değil ama bu kadar da az değil. Dolayısıyla yıllardır PFDK'nın üç-beş isim arasında dolaşması bu konuda yetişmiş insan azlığıyla açıklanamaz. Tam tersine, futbolu yönetenlerin kendilerine yakın olanlar dışında hiç kimseyi görmemelerinden kaynaklanıyor bu sıkıntı.

Ulusoy Federasyonu yeni sezonda da eskisi gibi başının ağırmasını istemiyorsa, PFDK'ya doğru isimleri atamalı. Geçen sezon yaşananlardan ders alınmadığı takdirde tarihin tekerrür etmesi kaçınılmaz olacaktır. Adaletle hükmeden, verdiği kararları emsal kabul edip bir hafta sonra unutmayan, baskılara direnebilen bir PFDK, Türk futbolunun bazı sorunlarını kökünden ortadan kaldırabilir. Yeter ki yapacak olan, yapmak istesin!